Buraya adını veren heybetli, yüksek, sarp yamaçlar sağımızda, hırçın Karadeniz solumuzda, konvoy tutmuş, Batum yollarında film heyetimiz. Bir rüyadayız sanki. Bizim tarafla bu yaka birbirine benzese de, yine de bir ayrılığı, başka bir havası var.
Bu parçadaki altı çizili sözcüklerin anlamlarını
inceleyelim. Yamaç, herhangi bir dağın ya da tepenin eğimli yanı
demektir. Karadeniz, Türkiye'nin kuzeyindeki denizin adıdır. Yol,
geçilen yer demektir. Rüya, uykudayken gördüğümüz hayali şeylerdir. Var,
bir şeyin bulunma durumudur.
Anlamları verilen bu sözcükler dilde bir varlığı ya da
kavramı karşılıyor. İşte dilde varlıkları, kavramları, durumları karşılayan bu
tür sözcüklere isim diyoruz. İsimlerle onların karşıladığı anlamlar
arasında çok yakın bir ilgi vardır. İsimler bir bakıma eşyaların dildeki
sembolleridir. Bu nedenle ismi duyduğumuzda hemen onun karşıladığı anlam
zihnimizde belirir.
Örneğin “yamaç” sözünü duyunca hemen gözümüzde yokuş bir
yer canlanır. Herkesin zihninde farklı bir yokuş belirse de bunların hepsi
yokuş sözüyle karşılanabilecek yerlerdir.
İsimler anlamlarına göre değişik yönlerden incelenir.
Karşıladığı Varlığın Niteliğine Göre İsimler
Kimi isimler maddeleri, kimileri kavramları
karşılar. Maddeleri karşılayanlara somut isim, kavramları karşılayanlara soyut isim denir.
Örneğin; “yol”
sözcüğü görülebilen bir şeydir. Bu yüzden somuttur. Oysa “rüya” sözcüğü
gözlemlenemeyen, sadece varlığı kabul edilen bir şeydir, bu yüzden soyuttur.
Kısacası, varlıklarını duyu organlarımız yoluyla
algılayabildiğimiz şeyler somut, algılayamadıklarımız soyuttur.
Gerçekte
somut anlamlı bir isim cümlede soyut anlamlı olarak da kullanılabilir.
“Kapı
kilitli olduğundan eve giremedik.” cümlesinde geçen “kapı” sözcüğü somut
bir isimdir.
“İnsanlar dostluk kapısını sonuna dek açık tutmalıdır. “ cümlesinde
aynı sözcük soyut bir isim olarak kullanılmıştır.
Varlıklara Verilişlerine Göre İsimler
a. Cins İsmi
Aynı türden varlıkları karşılayan isimlerdir. Bu tür
isimler varlığı genel olarak karşılar ve her zihinde farklı biçimlerde
şekillenir.
Örneğin; “kitap” dendiğinde aklımıza,
yazılı birçok sayfanın bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir varlık gelir.
Bu, kitabın genel bir yönüdür ve herkesin zihninde farklı biçimlerde bir kitap
belirir.
Yukarıdaki parçada geçen “yamaç, yol, yaka, hava”
sözcükleri cins ismi olarak kullanılmıştır.
b. Özel İsim
Tam bir benzeri bulunmayan varlıkları karşılayan sözcükler
özel isimdir. Özel ismin karşıladığı varlık bir yönüyle kendi türlerinden
ayrılır. Bu yüzden özel isimler varlığın kendi ismi değil, ona sonradan verilen
etiket isimdir.
Örneğin; “şehir” sözcüğü cins ismidir, çünkü
birçok şehir vardır. Ancak “İstanbul” dendiğinde tüm şehirler içinde
bulunduğu yer yönüyle farklı bir konumu olan bir şehir akla gelir.
Yukarıdaki parçada geçen “Karadeniz,
Batum” sözcükleri özel isim olarak kullanılmışlardır.
Sözcüğün özel isim ya da cins ismi olması kullanıldığı yere
göre değişir.
Örneğin;
“Günümüzde bile Güneş'in
Dünya'ya uzaklığı tam bilinmiyor. “
cümlesinde “Güneş” sözcüğü özel
isimdir, çünkü yıldızlar içinde tek olan bir varlığı karşılıyor.
“Bu ev hiç güneş almıyor galiba.”
cümlesinde aynı sözcük cins ismi
olarak kullanılmıştır, çünkü burada evin ışık almadığı söylenmek istenmiştir.
Not: Özel isimler daima büyük harfle başlar ve kendinden
sonra gelen çekim eklerinden kesmeyle (‘) ayrılır.
Karşıladığı Varlığın Sayısına Göre İsimler
a. Tekil
İsim
Aynı türden varlıklar arasından sadece birini karşılayan
isimlerdir. Yukarıdaki parçada geçen “rüya, ayrılık, hava” sözcükleri tekil
isimdir.
Bir türü genel olarak karşılayan ya da sayılamayacak varlıkları
karşılayan isimler de tekil isim sayılır.
Örneğin;
“Kitap
vazgeçilmez bir ihtiyaçtır benim için.”
cümlesindeki “kitap”
sözcüğü bütün kitapları içerecek bir anlam taşır. Ancak bir tek kitap için de geçerli
olduğundan tekil isim sayılır.
“Yine hava bozdu, şemsiyeni de
al.”
cümlesindeki “hava”
sözcüğü ise sayılamayacak bir isimdir. Bir tek ya da daha çok havanın
varlığından söz edilemez. Bu tür sözcükler de tekil isim sayılır. Zaten bunlar
çoğul eki aldığında bile sayı bakımından çokluk bildirmez.
“Yine havalar
bozdu.” dediğimizde sayıca birçok havadan söz etmiş olmayız.
b. Çoğul İsim:
Sayıca birden çok varlığı karşılayan sözcüklerdir. Tekil bir
isim “-ler, -lar” ekiyle çoğullanır. Yukarıdaki parçada geçen “yamaçlar,
yollar” sözcükleri çoğul isimdir.
Özel isimler çoğul yapılamaz. Çünkü özel isim tek
bir varlığı karşılar. Ancak bu, özel ismin çoğul eki almayacağı anlamına
gelmez. Özel isme getirilen çoğul eki özel ismin sayıca çokluğunu
değil, başka özelliklerini bildirir.
Örneğin;
“Ülkemizde nice Yunus'lar, Mevlana'lar vardır.”
cümlesinde özel isme getirilen
çoğul eki Yunus'a Mevlana'ya benzer kişilerin olduğunu bildirmiştir.
Özel isim yine tektir.
c. Topluluk İsmi:
Çoğul eki almadığı halde birden çok varlığı karşılayan
sözcüklere topluluk ismi denir. Bu tür isimler aynı türden birçok varlığın bir
araya gelerek oluşturduğu bir grubu karşılar.
Örneğin;
“Bu konuyu kurula bırakalım.”
“Halk
rahat bir nefes aldı.”
cümlelerinde geçen altı çizili
sözcükler topluluk ismidir.
Not: Topluluk isimlerini sözcük anlamında incelediğimiz “ad aktarması” ile karıştırmamak gerekir.
Örneğin;
“Bugün bütün sınıf ceza aldı.”
cümlesinde geçen “sınıf” sözcüğü de çoğul eki almamış ve birçok öğrenciyi karşılıyor. Ancak burada öğrencilerin, içinde ders yaptıkları mekan söylenmiş, öğrenciler çağrıştırılmıştır. Oysa topluluk isimlerinde çağrıştırma yoktur. Sözcük tek başına kullanıldığında bile birçok varlığı karşılar.