Paragraf Örnek Çözümlü Sorular -1

1) Bir popülasyondaki türlerin birbirlerine kıyasla yaşam şansları eşittir yani aslanın yaşam şansı ceylandan daha fazla değildir. Bu eşitliği kendi lehine bozan tek varlık insandır. Geçtiğimiz yüzyıldan günümüze, soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan hayvan türünün artmasının nedeni de insanın bu yok edici bencilliğidir. Bu egemenlik anlayışı her ne kadar doğa hedefli gibi görünse de aslında değildir. İnsan, doğayı, kendi türüne yani diğer insanlara egemen olmaya çalışırken mahvetmektedir. Maalesef ki insan, milyonlarca yılda oluşan bu doğal dengeyi, bunca olumsuz örneğe rağmen, bozmakta ısrar etmektedir.

Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisidir?

A) Doğal yaşam alanları

B) İnsanların doğaya etkisi

C) İnsanlığın var olma çabası

D) Doğal hayatı koruma

E) İnsan ve doğa çatışması

 

 

2) Fenerbahçe-GaIatasaray arasındaki maçın ilk dakikası itibariyle statta küfürler yankılanmaya başladı. En kötüsü de bunun koro halinde olmasıydı. 23. dakikada hakemin penaltı vermesiyle bir grup taraftar ellerinde atılabilecek ne kadar şey varsa onu sahaya -aslında hakeme- atmaya başladılar. Penaltının golle sonuçlanması, taraftarları iyice çılgına çevirmiş olmalı ki birbirlerine oturakları fırlatmaya başladılar, Çocuklarıyla hatta bebekleriyle stada gelmiş masum seyirciler ne yapacaklarını şaşırmış, bir taraflara kaçışmaya başlamışlardı, Hakem de maçı ertelemek zorunda kaldı. Bu güzelim spor etkinliği, nasıl oluyor da boylu boyunca bir çirkinliğe dönüşüyor anlamıyorum. İnsanlar, toplu etkinlerden, hatta birbirlerinden zevk alabilmek istiyorsa, önce birbirlerine saygı duymayı öğrenmelidirler.

Bu paragrafın konusu aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?

A) İnsanların birbirine saygılı davranmalarının gerekliliği

B) Fenerbahçe-GaIatasaray maçı ve yaratılan şiddet ortamı

C) Spor etkinliklerinde yaşanan zorluklar

D) Fanatik taraftarların kulüplerine verdikleri zararlar

E) Sporun toplum yaşamındaki yeri

 


3) Türklerin, İslamiyet'in kabulüyle birlikte oluşturmaya başladığı, İran ve Arap edebiyatından çalma, yeni edebiyatın adı divan edebiyatıdır. Divan edebiyatını; kuralları, algısı, dil ve anlatım özellikleri düşünüldüğünde İran ve Arap edebiyatının ulusal bir versiyonu saymaya mecburuz. Bu yüzden, özgün bir edebiyat olduğunu söylemek oldukça güçtür. Daha da önemlisi, günümüz Türkçesinin birçok problemi, divan edebiyatının Türk dilini hırpalamasıyla, Türkçenin gelişimini engellemiş olmasıyla açıklanabilir. Belki de en büyük zararı, dilimize vermiştir.

Yukarıdaki paragrafta sözü edilen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Divan edebiyatının kaynağı

B) Divan edebiyatı ve özellikleri

C) Divan edebiyatının özellikleri ve Türkçeye verdiği zararlar

D) Türk dilinin tarihsel gelişimi ve divan edebiyatı

E) Dini inanışın edebiyata etkisi

 


4) Üç yaşını dolduran küçük oğlum, televizyondaki sanatsal nitelikten yoksun ürünler sunan sanatçıyı görünce hemen tanıdı ve adını söyleyiverdi. O sırada, elimde Orhan Pamuk'un son kitabi vardı. Onu ikinci kez okuyordum. Birden içimin sızladığını hissettim, üç yaşında bir çocuk televizyonun etkisiyle bir şarkıcıyı tanıyordu. Ekranda o şarkıcının yerine bir şair, romancı, hikâyeci, ressam ya da bilim adamının görünmesine fırsat verilse, onların yaşamları anlatılsa, yapıtları dile getirilse o küçük çocuk onları da bilecek, onları da tanıyacak. Bu da ülkenin geleceği için ne kadar güzel olacak!

Bu sözleri söyleyen kişinin anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Televizyondaki çocuk programlarının yetersizliği

B) Edebiyatçılarımızın pek çok güzel ve eğitici yapıtı bulunduğu

C) Bilim ve sanat adamlarıyla ilgili programlara televizyonda yer verilmesinin gerekliliği

D) Televizyondaki müzik programlarının birçok yönden çocuklara uygun olmadığı

E) Çocuklar üzerinde televizyonun gereğinden fazla etkili Olduğu

 


5) Büyük Türkolog Annemaria Von Gabain, “Keşke, Türkçe ana dilim olsaydı da bu dili en doğal kaynağından -annemden- öğrenseydim.” demiştir. Dünyanın en büyük yazılım devi sayılan bir bilgisayar şirketi, Türkçenin ortak bilgisayar dili olarak kullanılabileceğini öne sürmüştür. Türkçenin değerini ve üstünlüğünü ispatlayan bunca örneğe rağmen, bu dilin asıl sahipleri, sözcükleri kökünden(!) sökmeye çalışmaktadır.

Bu parçada vurgulamak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Türk dili gelişimini tamamlamıştır.

B) Türk diline asıl değeri veren kişiler Batılılardır.

C) Türk diline en büyük kötülüğü bu dilin asıl sahipleri yapmaktadır.

D) Türkçe, bitişken dil olması dolayısıyla bilgisayar dili olmaya uygun bir dildir.

E) Türkçenin üstünlüğünü ispatlayan çok örnek vardır.

 


6) Kompozisyon yazmanın bir sanat olduğu, kalıplara dökülemeyeceği, özel yetenek ve yaratıcılık gerektirdiği görüşünde olanlar var. Bu görüşün öykü, roman, şiir gibi sanat ürünlerinin oluşturulmasında geçerli olduğu ortadadır. Ancak okullarımızdaki kompozisyon derslerinin hedefi sanatçı yetiştirmek değildir. Bu derslerin temel gayesi, öğrencilere "gördüklerini, duyduklarını, tasarladıklarını, okuduklarını" sözle ve yazıyla doğru, güzel ve etkili olarak anlatma becerisi kazandırmaktır.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Okullardaki kompozisyon dersinin amacı düzgün konuşan ve yazan nesiller yetiştirmektir.

B) Okullarda okutulan kompozisyon dersinin sanatçı yetiştirmek gibi bir amacı yoktur.

C) Bazı kişilere göre kompozisyon yazmak herkesin harcı değildir.

D) Okullardaki öğrencilerin hepsi sanatçı ruhlu olmayacağı için kompozisyon dersi gereksizdir.

E) Okul kişiye sözlü ve yazılı ifadenin düzeltilmesi konusunda rehberlik eder.

 


7) Annelik, fiziksel ve psikolojik açıdan zarar verici bir gerginliğin barınağıdır. Anne bedeni tomurcuğun meyveye dönüşmesini sağlar ve bu meyveyi dünyanın, yaşamın bir unsuru haline getirir. Bu hem ürkütücü hem de büyüleyici bir deneyimdir. Anne bedeni, bir insanı yaşama hazırlarken paralelinde de ölüm olgusunu var eder. İşte gerilimin asıl kaynağı da budur. Kaybetme korkusu ve o korkuya tutsak olmak, gerginliği zorunlu kılar. Annelerin yüzündeki kederli hava hep bu yüzdendir. Bu kronik kederlilik hali, annelerin, çocuklar üzerinde felaket senaryoları kurmalarına neden olur. Çocukları üzerinde devamlı surette felaket senaryoları kuran anneler, bu gerilimin acısını çocuklarından katbekat çıkarırlar. Böylece, bu gerilimli hal, anadan çocuğa, çocuktan anaya dolaşır durur.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Anne için, çocuğun yaşama katılmasının korku verici bir durum olduğuna

B) Kaybetme korkusunun anneyi korkuya ve kedere sevk ettiğine

C) Anneliğin insanda etki bırakan bir tecrübe olduğuna

D) Annelerin, çocuklarının başlarına gelebilecekleri önceden sezdiklerine

E) Çocukların annelerinin gerginliklerinden etkilendiğine

 


8) Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olabilir?

A) Yazarın böyle bir teknik kullanmasının altında günümüz bireyinin yalnızlığı yatmaktadır.

B) Sanatçı teknik kullanma konusunda çağdaşlarıyla hemfikir olmak zorunda değildir.

C) Sanatçının özgürlüğünü, bu yeni durumun ortaya çıkışı derinden etkilemiştir.

D) Çağdaş anlatım tekniklerini kullananlar arasında onun yeri, sanatın bugün geldiği noktanın çok üstündedir.

E) Diğer taraftan sanatçının teknik kullanma konusundaki becerisi, bir sanatçıyı başarılı ya da başarısız kılabilir.

 


9)............. Aksi takdirde biri de çıkıp aynını sana yapar. Elinde sana ait, hakkın olan ne varsa ya alır ya da tüketinceye kadar sömürür. Böyle bir durumda ne diyebilirsin , ne yapabilirsin? Eğer suçluluğunun farkındaysan ancak susarsın. Ha, eğer farkında değilsen yani buna benzer bir eylemi kendinin de başkalarına yaptığını unuttuysan o zaman yaşayacağın şey tam anlamıyla kaostur. Ne zaman ki biri çıkıp sana çelişkilerini anlatır, belki o zaman anlarsın. Ama böyle iyi insanların çevremizde çok bulunmadığını da bilmelisin.

Aşağıdakilerin hangisi bu parçanın giriş cümlesi olabilir?

A) İnsanların ne yapmak istediğini iyi anlamalısın.

B) Hiç kimsenin hakkını yememelisin.

C) Olabildiğince iyi niyetli olmalısın.

D) İnsanlara karşı her zaman saygılı olmalısın.

E) Başkalarının yanında nezaketi elden bırakmamalısın.

 


10) Eleştirel düşünmeyi beceremeyen kişiler, kendilerini yenileme, ………..Bu sıkışıklık, belleklerini tazeleme gereksinimi duymazlar. gerçek anlamda yapıcı ve yaratıcı olmalarını da engelleyecektir. Sözgelimi, eğer sözünü ettiğimiz bu kişiler sanatçı iseler eserlerini yazmaya bir gerçeklikten değil, belirli bir örnekten yola çıkarak başlayacaklardır. Bunun sonucu olarak da insan ve yaşam gerçeğini bütün zenginlikleriyle kucaklayamayacaklar ve keşfedilmişin dışına çıkamayacaklardır.

Parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerin hangisinin getirilmesi uygundur?

A) Hataları çabuk affederler, kimseye kin gütmezler.

B) Onları bu bencillikten şiirler, romanlar, öyküler, tiyatro eserleri kurtarır.

C) Belirli kalıpların, formül ve ezberlerin içinde sıkışıp kalmışlardır onlar.

D) Güzel ve ustaca yazmak herkesten beklenemez böyle durumlarda.

E) Kendini doğru dürüst tanımayan kişi, başkalarını da tanıyamaz.

 


11) Biçimsiz, plansız kentleşmenin insan ruhuna olan etkilerinin tartışıldığı panelin kendisi bile panele başlı başına bir cevap niteliğindeydi. Panele ulaşmak isterken tam bir saatimi trafikte harcadım, onlarca kişiyle kavga ettim. Diğer katılımcıların da aynı şeyleri yaşadığını düşünürsek panelin neden verimsiz geçtiğini anlayabiliriz. Panele ulaşıncaya kadar tüm enerjimi, sevgimi, tahammülümü kaybetmiştim. Kentteki plansızlık yolları geçilmez, insanları anlaşılmaz kıldı. Bugün, bizi biz yapan bu çirkinlikler artık herkese sıradan geliyor. Şu çokça sözü edilen İstanbul beyefendileri bile somut örnekler olmaktan çıkıp sözel ve hayali örnekler haline geldi. “……”

Bu paragrafın sonuna aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun değildir?

A) Artık, harekete geçip yaşam alanımızda yitirdiklerimizi tekrar kazanmalıyız.

B) İnsanlıktan daha da uzaklaşmadan kentleşme ve trafik sorununa bir çözüm bulmalıyız?

C) Bizi biz yapan kültürel kimliğimiz, bu sorunun çözümü için yeterlidir.

D) Diğer bütün güzelliklerin de hatıraları şenlendiren sözel örnekler olmasını mı bekleyeceğiz?

E) O güzelim İstanbul beyefendilerini görmek, artık imkânsız.

 


12) (I) Kentlerin dişilliğinin—doğurganlığının- tükenişine örnek Türkiye'den fazlasıyla verilebilir. (II)Kütahya'nın Konya'ya, Afyon'un Artvin'e benzemesi işte bu tükenişin sonucudur.

(III) Sıradan, kısır, birikimsiz insanların birbirine benzemesi gibi, kentler de sığlaşıp aynılaştı. (IV)Belediyeler ve kamu kurumları mimaride estetiğe hiç ama ihtiyaç duymadılar.

(V) Bu birbirini tekrar etme halini sanatsal boyuttan, bilimsel boyuta kadar düşünebiliriz. (VI)Kentleşmede sanatsal boyutu unutalı uzun zaman oldu, en azından bilimsel boyutta düşünmeyi kaybetmeyelim ve bilimin yol göstericiliğinde bir kentleşme için mücadele edelim. (VII) Yoksa, aklımız başımıza geldiğinde çok geç olacak.

Yukarıda paragrafın akışını bozan cümle aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?

A) II.                       B) III.                     C)IV.                    D) V.                      E) VI.

 


13) (l) Bu son romanında iki nokta çok dikkatimi çekti. (II) Birincisi; yazar 16. yy. İstanbul yaşamını, Tanzimat romanında görmeye alıştığımız cariyelik kurumuna dokundurmalar yaparak ele almış. (III) Dikkati mi çeken diğer unsursa yazarın iki farklı dili kullanmadaki maharetiydi. (IV) Bir cariyenin gözünden devrin sosyal, siyasal ve kültürel iklimini başarıyla gözler önüne sermiş. (V) Kahramanlarının bir kısmını dönemin ağdalı, süslü, aristokrat diliyle; bir kısmını da İstanbul'un sıradan insanının diliyle konuşturmuştur.

Paragraftaki anlam akışı numaralı cümlelerden hangilerinin yer değiştirmesiyle sağlanabilir?

A) II.                       B) III.                     C)IV.                    D) V.                      E) I.

 


14)(l) Sanatçı, yazılarında bir şehirden söz ediyor. (II) O şehir- de yaşadıklarını, oradaki izlenimlerini aktarıyor. (III) Şehrin kendi yaşamını nasıl etkilediğini anlatıyor. (IV) Yazar, şehir yazılarını oluştururken ele aldığı şehri bir gezi yazısı havasında anlatmayı yeğlemiyor. (V) Onu bir roman kişisi, canlı bir varlık gibi görüyor. (VI) Onunla içtenlikli bir sohbete dalıyor.

Yukarıdaki parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II.                       B) III.                     C)IV.                    D) V.                      E) VI.

 


Yorumlar


EmoticonEmoticon

reklam alanı