Birden fazla sözün bir araya gelerek oluşturduğu söz öbeklerine
denir. Dilimizde sıfat tamlamaları ve isim tamlamaları olmak
üzere iki tür tamlama bulunur.
SIFAT TAMLAMASI
Güzel, ıslak bahçeler de tükendi. Sık
zeytinlikler de seyrekleşti. Yamaçlarında keçiler otlayan kuru, yalçın, çatlak dağlar, tepeler arasından
geçiyorlardı. Bu keçiler beneksiz ve kapkaraydı. Tüyleri yeni otomobil boyası gibi aynamsı bir cila ile,
kızgın güneş altında pırıl pırıl yanıyordu.
Yukarıdaki altı çizili söz öbeklerini incelediğimizde sıfatlar
ve isimlerin birlikte olduğunu görüyoruz.
"Sık zeytinlikler” sözünde "zeytinlikler”
ismi ve onun niteleyen "sık” sıfatı bir tamlama oluşturmuştur.
Bir ya da daha fazla ismin, bir ya da daha fazla sıfat tarafından
tamlanmasıyla oluşan söz öbeğine sıfat tamlaması denir.
Buna göre bir ismin olmadığı yerde bir sıfatın varlığından,
dolayısıyla bir tamlamadan söz edilemez.
Kimi zaman bir isim birden fazla sıfat tarafından nitelenebilir.
Bu durumda da sıfat tamlaması oluşur. "Güzel, ıslak bahçeler”
sözünde "bahçeler” ismi "güzel” ve "ıslak” sıfatları tarafından
nitelenmiştir ve sıfat tamlaması oluşmuştur.
Bazen birden fazla isim bir sıfat
tarafından nitelenir; ya da birden fazla isim birden fazla sıfat tarafından
nitelenir. Bu durumda da sıfat tamlaması oluşur. Yukarıdaki parçada geçen
"kuru, yalçın, çatlak dağlar ve tepeler” sözünde "dağlar ve
tepeler” isimleri "kuru, yalçın, çatlak” sıfatları tarafından
nitelenmiş ve sıfat tamlaması oluşmuştur.
Sıfatın bulunduğu her yerde sıfat tamlamasının varlığından
söz edilemez. Çünkü sıfat tamlamalarında sıfatın isimden önce gelerek onu
nitelemesi ya da belirtmesi gerekir. Yukarıdaki parçada geçen "keçiler
beneksiz ve kapkaraydı” sözünde "beneksiz ve kapkara" sözleri
"keçiler” isminin sıfatlarıdır. Ancak isimden önce gelmemiş ve yüklem
görevinde kullanılmıştır. Bu durumda isimle bir grup oluşturmamış demektir. Böyle
kullanılan sıfatlar tamlama kurmaz.
Sıfatın, ismin yerine geçtiği adlaşmış
sıfatlar da sıfat tamlaması sayılmaz.
“Yaşlılar
hep bu parkta otururlardı." cümlesinde "yaşlılar” sözü
adlaşmış sıfattır. Ancak isim söylenmediği için bir söz öbeği oluşmamıştır. Dolayısıyla
bu sözcüğe sıfat tamlaması denemez.
"Önce
upuzun sonra kesik saçın vardı.” cümlesinde ise sıfat tamlamasını
oluşturan birden faz- la sıfatın arasına başka türden sözcüklerin girdiğini görüyoruz.
Bu cümlede "upuzun” ve "kesik” sözleri "saç” isminin
sıfatlarıdır. Bu sıfatların arasında kullanılan "sonra” sözü ise zarf
türünde bir sözcüktür. Bu kullanım, sıfat tamlamaları için az görülen bir
durumdur.
İsim Tamlaması
O sabah
okulun bahçesinde sıradışı bir telaş ve canlılık vardı. Bayram hazırlıklarının telaşı sarmıştı herkesi. Bahçe renk renk elbiselerle canlı
bir çiçek tarlasına dönmüştü. Erkekler ayakkabılarını siliyor, kızlar birbirlerinin saçlarını düzeltiyorlardı. Altı yaşında bir kız
çocuğu, taş merdivenin basamağına oturmuş, dört yaşında bir öksüz, arkadaşının sökük gömleğini dikmeye çalışıyordu.
Bu parçadaki altı çizili söz öbeklerine baktığımızda sözcüklerin
aitlik ilgisiyle birbirine bağlandığını görüyoruz. “Okulun bahçesi” söz
öbeğinde bahçenin okula ait olduğu anlamı söz konusudur.
Bir ismin aitlik ilgisi bakımında başka bir isim tarafından tamlanmasıyla
meydana gelen söz öbeğine isim tamlaması diyoruz.
İsim tamlamasında sahip olma bildiren birinci isme tamlayan, ait olma bildiren ikinci isme tamlanan denir.
"okulun bahçesi” tamlamasında "okulun”
tamlayan, "bahçesi” tamlanandır.
İsim tamlamalarında tamlayan ve tamlanan birbirlerine eklerle
bağlanır. Tamlayanın aldığı eke "tamlayan eki” (bazı
kaynaklarda ilgi eki ya da birinci tip iyelik eki diye geçer),
tamlananın aldığı eke "iyelik eki” (bazı kaynaklarda
ikinci tip iyelik eki olarak adlandırılır) denir.
Okul - un (Tamlayan eki ) ↔ bahçe - si (İyelik Eki)
Tamlayan Tamlanan
İsim tamlamaları kuruluşuna
göre dört grupta incelenir.
1. Belirtili isim tamlaması
2. Belirtisiz isim tamlaması
3. Takısız isim tamlaması
4. Zincirleme isim tamlaması
1) Belirtili İsim Tamlaması
Tamlayanın da tamlananın da tamlama eklerini aldığı söz
öbekleridir.
okulun bahçesi
birbirlerinin saçları
merdivenin basamağı
arkadaşının gömleği
İsim
soylu sözcükler dışındaki sözcüklerle isim tamlaması kurulmaz.
Kimi cümlelerde sözcükler isim tamlamasında kullanılan
eklerle birbirine bağlanır.
"Ahmet'in
gelmediğini kimse bilmiyordu." Cümlesinde "Ahmet'in
gelmediği" sözünde kullanılan ekler tamlama ekleridir. Ancak “gelmediği” sözü
isim soylu olmadığı (fiilimsi olduğu) için isim tamlaması yapmaz
Belirtili
isim tamlamalarında zamirler tamlayan ya da tamlanan olabilir.
"Ahmet'in
şiirini çok beğendim." cümlesindeki "Ahmet” yerine onu
karşılayan zamir kullanılabilir. Yani cümle ;
"Onun
şiirini çok beğendim. " biçiminde söylenir ve zamir, tamlayan
görevinde kullanılmış olur.
Kişi
zamirleri tamlayan olduğunda farklı ekler alabilir.
Tamlayan Tamlanan
Ben - im kalem - im
Sen - in kalem - in
O - nun kalem - i
Biz - im kalem
- imiz
Siz - in kalem - iniz
Onlar - ın kalem - leri
Tamlayan Eki İyelik
Eki
Görüldüğü gibi kişi zamirleri farklı ekler almıştır.
Bu söz öbeklerinin hepsi birer belirtili isim tamlamasıdır.
Kişi
zamirleri dışındaki zamirlerle de tamlama kurulabilir.
"Bunların
hepsi fakirlere dağıtılacak." cümlesinde "bunların hepsi” tamlamasında
tamlayan işaret zamiri, tamlanan belgisiz zamirdir.
Belirtili isim tamlamalarında zamir durumundaki tamlayan
düşebilir. Tamlayanın ne olduğunu tamlamanda kulanılan ekten anlayabiliriz.
Bu tür bir kullanımın olduğu sözlere tamlayanı düşmüş
isim tamlaması denir.
"Babası
dün akşam eve geç gelmişti.” cümlesinde "babası” ismine
"Kimin babası?” diye sorduğumuzda "onun” cevabı gelir. Öyleyse
"onun babası” isim tamlamasında tamlayan düşmüştür ve "babası” sözü
tamlayanı düşmüş bir isim tamlaması olarak kullanılmıştır.
Not: Bu tür bir sözün bulunduğu cümlelerde isim tamlamasının
varlığından söz edilemez. Bu tür bir tamlama sorulacaksa soru kökünde "tamlayanı düşmüş” ifadesinin kullanılması gerekir.
Belirtili isim tamlamalarında tamlayanla tamlanan arasına
başka sözcükler girebilir.
Bu durum, tamlamanın türünde bir değişiklik oluşturmaz.
“arkadaşının
sökük gömleği” tamlamasında "sökük” sözcüğü tamlananın sıfatı
olarak kullanılmıştır. Bu tamlama yine belirtili isim tamlamasıdır. Hafta hem
tamlayan hem tamlanan sıfat alsa da durum değişmez.
"Yaşlı
çınarın kızıl yaprakları yerlerdeydi." cümlesinde hem tamlayan hem
tamlanan bir sıfat tamlamasıdır. Cümledeki isim tamlaması ise "çınarın yaprakları”
biçiminde kullanılan belirtili isim tamlamasıdır.
Belirtili isim tamlamasında tamlayan ekinin yerine “-den”
eki kullanılabilir.
"Arkadaşlarından
birini ziyarete gitmişti." cümlesindeki "arkadaşlarından
biri” isim tamlamasıdır ve tamlayanda "-den” eki kullanılmıştır.Bu tamlama
"arkadaşlarının biri” biçiminde de söylenebilir.
Belirtili isim tamlamasında tamlayanla tamlanan yer değiştirebilir.
Yani cümle içinde tamlanan önce, tamlayan sonra kullanılabilir.
"Kokusu
kalmadı artık güllerin." cümlesinde "güllerin kokusu”
belirtili isim tamlamasıdır. Cümle içinde tamlanan olan "kokusu” sözü
tamlayan olan "güllerin” sözünden önce gelmiştir.
Belirtili isim tamlamalarında bir tamlayan birden fazla tamlanana
bağlanabileceği gibi bir tamlaman birden fazla tamlayana da bağlanabilir. Hatta
her ikisi de bir den fazla olabilir.
"Caddelerim
sokakların yolları, kaldırımları tek tek elden geçirildi.” cümlesinde
altı çizili tamlamada hem tamlayan hem tamlanan birden fazladır.
Belirtisiz İsim Tamlaması
"çiçek
tarlası” tamlamasında tamlayan durumunda bulunan "çiçek” sözcüğü ek
almamış, "tarla” sözcüğü ise iyelik eki almıştır. Bu tür tamlamalara
belirtisiz isim tamlaması denir. Bu tür tamlamalar daha çok nesne ya da kavram
ismi yapar.
"Pencerenin
camı dün akşam rüzgardan kırılmış." cümlesinde geçen
"pencerenin camı” tamlaması belirtilidir ve camın pencereye ait olduğu
anlamını taşır.
Oysa "pencere camı” tamlaması belitisizdir ve aitlik bildirmez,
bir cam türünü karşılar. Bu özelliklerinden dolayı belirtisiz isim
tamlamalarında tamlayanla tamlanan arasına başka sözcükler girmez. Yani
"pencere büyük camı” gibi bir kullanım olamaz.
"bayram hazırlıkları, kız çocuğu” söz öbekleri de
belirtisiz isim tamlamasıdır.
Belirtisiz
isim tamlamaları bir ismin sıfatı olarak kullanılabilir.
"Davette giydiği gece mavisi elbise herkesin dikkatini
çekmişti. " cümlesinde geçen "gece mavisi elbise” sıfat tamlamasında
"elbise” isminin sıfatı durumunda bulunan "gece mavisi” sözü
belirtisiz isim tamlamasıdır.
Belirtisiz
isim tamlamaları bir sıfat tarafından tamlanabilir.
"canlı
bir çiçek tarlası” sözünde "canlı” sıfatı, "çiçek tarlası”
tamlamasını nitelemiştir. Bu tür kullanımlarda sıfat ne sadece tamlananı ne de
sadece tamlayanı niteleyebilir. Belirtili tamlamalarda ise böyle bir
kullanım görülmez.
"Kırık
bir pencerenin camı yerde duruyordu.” cümlesinde "kırık” sıfatı
pencere ismine, yani sadece tamlayana aittir. Bu durumda kırık olan penceredir.
"Kırık bir pencere camı yerde duruyordu." cümlesinde
ise "kırık” sıfatı pencerenin değil "pencere camı” nın sıfatıdır.
Belirtisiz
isim tamlamalarında tamlayanla tamlaman arasına başka sözcükler girmez.
"Annemin
yaptığı un helvasına bayılırdım." cümlesinde geçen "un
helvası” tamlaması, bir helva türünü karşılamaktadır ve tamlayan olan "un”
sözcüğüyle tamlanan olan "helvası” sözcüğü arasına bir sözcük girmez.
Ancak
bazı özel durumlarda anlam karışıklığını gidermek için bu kuralın bozulduğu da
olur.
"Ankara
eski valisi de yapılan davete katılmıştı." cümlesinde “Ankara
valisi” belirtisiz bir isim tamlamasıdır. Ancak bu tamlamayı oluşturan
sözcükler arasına "eski” sıfatı girmiştir. Bunun nedeni "eski”
sözünün Ankara'ya değil valiye ait olduğunu bildirmektir.
Takısız İsim Tamlaması
"taş merdiven" sözünde hem "taş” hem de
"merdiven” sözcükleri isimdir. "Taş” sözcüğü merdivenin neden
yapıldığını bildirmektedir.
Bu tür tamlamalara takısız isim tamlaması denir. Tamlayanın
ve tamlananın tamlama eklerini almadığı bu tür tamlamaları, kimi kaynaklar
sıfat tamlaması saymıştır.
Öyle de sayılsa diğer sıfat tamlamalarından iki yönüyle
ayrılır.
a) Bir şeyin neyden yapıldığını
gösterir.
"Eskiden suyu bile altın taslardan
içerlermiş." cümlesinde "altın taslar” tamlaması tasın neyden
yapıldığını bildirmektedir.
b) Bir varlığın başka bir varlığa
benzediğini bildirir.
"Menekşe
gözleriyle sınıftaki herkesin dikkatini çekerdi. " cümlesinde
"menekşe gözler” tamlaması gözlerin menekşeye benzediğini bildirmektedir.
Böyle tamlamalarda tamlayan ve tamlananın isim olmalarına dikkat edilmelidir.
"Büyüleyici gözleriyle dikkati çekerdi." cümlesinde
"büyüleyici” sözü bir varlığı değil bir niteliği karşıladığı için sıfat
görevindedir ve sıfat tamlaması kurmuştur. Oysa yukarıda "menekşe” sözü
aynı zamanda bir çiçek ismi olduğundan isim tamlaması kurmuştur.
Zincirleme İsim Tamlaması
"bayram hazırlıklarının telaşı” sözünde iki tamlamanın
iç içe olduğu görülür. "Bayram hazırlıkları” belirtisiz bir isim
tamlamasıdır. Bu tamlama ”-nın” tamlayan ekini alarak "telaş” ismine bağlanmış
ve böylece bir belirtili isim tamlaması oluşturmuştur. İşte tamlayanı ya da
tamlananı başka bir isim tamlaması olan bu tür tamlamalara zincirleme isim
tamlaması denir.
"Okul çocuklarının
neşesi bizi de
neşelendiriyordu."
"Sanatçının resim
sergisi bir hayli ilgi gördü.”
cümlelerindeki altı çizili sözler de zincirleme isim tamlamalarıdır.